Konut almak isteyenler için en önemli adres hepimizin bildiği bankalardır. İster sıfır yeni konut isterse 2. El konut olsun bankaya gidersiniz, banka talebinize istinaden SPK lisanslı anlaşmalı Ekspertiz kurumuna evin detaylı ekspertizini yaptırır ve ona göre de vereceği kredi miktarını tayin eder.
BDDK’ya göre son tebliğe göre A ve B enerji sınıflı yani yalıtımlı konutlar için artık %10 peşinatla da ev sahibi olmak mümkün hale geldi. Daha önce ise %25-%20 arasındaydı. Bunun harici konutlar için ise %20 peşinat halen devam ediyor.
Bankalar biliyorsunuz başta BDDK ( Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ) ,SPK ( Sermaye Piyasası Kurulu ) ve TMSF ( Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu ) tarafından çalışmaları düzenlenen ve denetlenen kurumlardır. Belli bir miktarda özsermaye gerekliği, Merkez Bankasında bir takım karşılıklar tutmak zorundalar.
Banka battığında ise derhal TMSF’ye geçer ve TMSF yönetiminde ya bir süre daha çalışmasına devam eder veya satılır en sonunda da tasfiye olabilir. Ancak vatandaşların mağduriyeti olmaz.
Fakat son zamanlarda sayıları ve şubeleri hızla artan Ev finansman şirketlerinin çok aktif olduğunu görüyoruz. Hemen hemen her semtte ,yan yana şubelerinin açıldığını, tv ve gazetelere hatta metro istasyonlarına bile reklam verdiklerini görüyoruz.
Ben her zaman özellikle konut işinde çok reklam veren şirket ve markalardan korkarım ve sonuçları da maalesef öyle oldu. Örnekleri de çok. Hatırlarsanız bir zamanlar KC grup çok fazla reklam verdi ve battı. Aynı şekilde FİYAPI çok reklam verdi, Beşiktaş’a sponsor oldu, Van’da bedava konut yapacağım dedi ancak yapmadı ve battı. Sadece Esenyurt bölgesinde 11.000 mağdurdan söz ediliyor. Yine Kurtlar Vadisi gibi fenomen dizilere sponsor olan konut şirketleri battılar.
Bunlar herhangi bir denetim ve kontrol altında değil. Sermaye yapıları nasıldır kimse bilmiyor.
Vatandaş bu kurumlara gidip ev alma yolunu seçiyor ancak hemen evini de teslim alamıyor. Ödemelere başlıyor ,ilk alanlar 23,24 ay sonra evini alabiliyor.100 kişilik bir gruba dahil edilen kişilerden kuraya göre 50. Aya kadar evi alması sürebiliyor.
Özellikle faiz hassasiyeti olan vatandaşların tercih ettiğini düşünüyorum. Zira sistem faizsiz işliyor ve sadece işin başında %9 gibi bir organizasyon bedeli altında bir rakam ödeniyor.
Ben buradaki potansiyel tehlikeye parmak basmak istiyorum. Bu kurumlar içinde 25-30 yıllık olanlar olduğunu görüyoruz ancak bu kurumu garanti ve refere etmez.2008 dünya krizinde 100 yıllık Lehman Brothers ve yüzlerce banka bile battı.
Şimdi tam manasıyla kontrol altında olmayan ve bir takım sıkı kurallara ,denetimlere bağlı olmayan bu kurumlara , aynen saadet zinciri sisteminde olduğu gibi girişler kesilmeye başlarsa tehlike işte o zaman kendini gösterir. Veya bir kurum bir gün art niyetli davranırsa taksit süreleri bitene kadar konutların tapuları şirkete ait olduğu için her türlü tasarruf yetkisine sahiptir. Her ne kadar kişi adına tapu çıksa da kurum adına ipotek olması kurum adına imtiyaz yetkisi verir.
Bu kurumlar bir sabah sırra kadem basarlarsa daha evini bile alamamış vatandaş parasını nasıl geri alacak ?Birinde oluşacak güvensizlik diğerlerine de otomatik olarak yansır.
Evini almış, oturan ancak o kurum adına ipotekli olduğu için o evlere el konulursa ailenin bütün hayalleri yıkılmayacak mı ? Mağdur olmayacaklar mı ?
Bu şirketlerden birinin Genel Müdürü geçtiğimiz aylarda bir ekonomi kanalına röportaj vermişti. Orada şu soru soruldu. Siz batarsanız , vatandaş hangi güvenceye sahip diye ?
Verilen yanıt ‘’ Biz bu kadar yıldır bu piyasadayız, hiç mağdur etmedik, adımız güvencedir ‘’ şeklinde bir yanıt verdi.
Bu yanıtın ekonomi dünyasında hiçbir geçerliliği yoktur.
Devlet biran önce bu kurumları zapt’ı rapt altına almalı, aynen bankacılık sistemi gibi belli özsermaye yeterliği getirmeli, vatandaşın mağduriyetine engel olacak sigorta sistemi getirilmeli ve sürekli denetim altında tutulmalıdır.
Bu sefer artık olaylar patlamadan, kimse mağdur etmeden devlet gelsin bu sistemi düzenlesin ve denetlesin. Kimse mağdur olmasın.
Aksi halde yeni mağdurlar ordusuna hazırlıklı olalım. Aynen 1980’li yıllarda Bankerzedeler gibi yeni konut zedeler doğabilir.
Şimdiden uyarmak ve dikkat çekmek istiyorum. Kimseyi ve hiçbir şirketi de töhmet altında bırakmak istemiyorum. Ancak bu sistem kontrol altına alınmalı ve sıkı denetlenmeli. Vatandaşın mağduriyetine engel olacak her türlü regülasyonlar yapılmalı,sigorta sistemleri getirilmelidir.
Sevgiyle kalın,
Cevat Kabataş
12.02.2019